Gömleksizoğlu Blog

2025 yılında sıfırdan başlasaydım…

Benim ilk kod yazmaya başlamam 25 belki de 30 yıl öncesine dayanıyor. Saçma sapan ve gereksiz birçok şey öğrenmek için bolca vaktim oldu. Birçok şeye vakit harcayabildim. Mesela, yüzlerce farklı linux dağıtımı kullandım, kurdum sildim, yeniden kurdum, sorunlarını giderdim, bozdum, yeniden kurdum ama bir yerde hatalardan bir çok şey öğrendim. Sunucu kurmak çok zor geliyordu, bir kursa gittim ve aslında çoğu şeyi zaten bildiğimi ama bildiğimin farkında olmadığımı gördüm. 1998 yılında çalıştığım şirkette hayatınızda görebileceğiniz en yavaş internet bağlantısı ile 24 saat internete bağlı olmanın ve telefon parası vermeden bağlı kalmanın heyecanı ile geceleri bile ofiste kaldığım günler olmuştu. Tatile giderken fotokopicide görüp, dersini almadığım yazılım kitaplarını okuyacak vaktim oldu. Hiç C programı yazmasam da, C’deki veri yapılarını okuduğum bir kitapta öğrenmiştim recursive fonksiyonları ne kadar gereksiz olduğunu. Basic kodu ile kayan yazı yapmanın ne kadar zor olduğunu ve abimin zekice yazdığı kodlara uzun uzun bakıp neden bu kod çalışıyor diye düşünecek de çok zamanım oldu.

Bugün tüm bunları geride bırakıp eğer bugün başlıyor olsaydım ne yapardım onu düşüneceğiz. Rahat düşünebilmek için hiç bilmediğim bir alanda yani react development konusunda düşüneceğim. Çünkü gerçekten hiç bilmiyorum. Eğer kısa zamanda react developer olmak isteydim ne yapardım.

Ben kafayı koyduğum zaman 4-5 saat kesintisiz çalışabilen biriyim. Onun için ben kafa göz yara yara birşeyler yapmaya başlardım. Şu anda en kolay yöntem cursor veya windsurf gibi yapay zeka destekli bir kod editörüne ufak bir uygulama yazdırmak olur. Sonrasında her bir dosyayı tek tek incelemeyerek başlarım. Ufak değişiklikler yaparım, bozana kadar yeni şeyler eklerim. Sonra yeni bir proje daha yapıp iki proje içindeki ortak noktaları ve farklılıkları görmeye çalışırım. Şu ana kadar hiç döküman okumadım. Ama Windsurf gibi araçlar şu anda nimet niteliğinde. Ben gereksiz para harcama konusunda cimri bir adamım. Windsurf’e vereceğim 15 doların hakkını vermek için gerekirse uykusuz kalır, o paranın hakkını veririm. Windsurf inanılmaz bir nimet ve her kuruşu helal olsun. Bilmediğin bir dilde çalışan bir uygulama yazabilmek çok önemli. Eskiden olsa bir uygulamayı çalıştırabilmek için 1 hafta harcaman gerekirdi. Şimdi 2 saat yeterli.

Genel bir fikir edindikten sonra o dilin kendi web sitesinden kendi dökümanlarını okumaya başlarım muhtemelen. En güzel bilgiler uygulamanın kendi sitesinde oluyor genelde. Onları da hızlıca gördükten sonra youtube’a geçerdim muhtemelen. Artık bu noktada sıfırdan proje yapan kişileri izlemek, kısa yolları öğrenmek ve o programlama dili dışındaki yardımcı sistemlerden de haberdar olmak önemli. Bazen işinizi çok kolaylaştıran sistemler oluyor. Yavaş yavaş kültürü öğrenmek lazım.

1-2 hafta konuyu güncel tuttuktan yeniden bir kod turuna çıkardım. Ama bu aşamada kodu nasıl internete atabilirim. Nerede barındırabilirim biraz onlara bakardım ve sonrasında artık gerçek bir proje ile yola devam ederdim sanırım. Birşeye günlerinizi de verseniz bazı şeylerin kafanızda oturması için biraz zaman geçmesi gerekiyor. Öğrenme bir ağaç gibidir ve yavaş yavaş büyümesi gerekir. Ancak yeterli dalları oluşup birçok yere dokunmaya başladığında gerçekten öğrenmiş oluyorsunuz. Bazen alakasız bir yerde okuduğunuz bir bilgi, bazen bir youtube videosunda duyduğunuz bir şey her şeyin yerine oturmasını sağlayabiliyor. Onun için sürekli konunun üzerinde olmanız gerekiyor.

Birşeyleri başarıp internette çalışır hale getirdikten sonra biraz ara vermeniz gerekiyor. Başka konulara bakın, başka araçlar ile ilgilenin, işinize gücünüze bakın. Ne zaman ki aklınıza o yeni öğrendiğiniz sisteme (bizim durumda react) çok uygun bir fikir gelir, o zaman oturup yeniden kafa yorun. Mümkün olduğu kadar yapmaya çalışın, önce kolay yerlerden başlayın. Yaptığınız işi tam yapmaya çalışın ve bitince başka bir alana geçin. Tüm proje bitmese bile ilerleyebildiğiniz kadar ilerleyin. Halen bu aşamada hobi olacak kadar öğrendik. Eğer bu işten para kazanacağım diyorsanız o projeyi sonuna kadar geliştirmeniz. İnternete yüklemeniz ve uzun uzun test etmeniz gerekiyor. Bir proje tam anlamıyla bittiyse ve dişe dokunur bir proje ise artık öğrendim diyebilirsiniz. Durmayın, CV’ye ekleyin.

Tek bir şey biliyor olmak hiçbir zaman yeterli değil. Ben Linux biliyor olmanın ekmeğini çok yedim. Linux öğrenin, bash öğrenin, paket kurmayı kaldırmayı, loglara bakmayı, arama yapmayı falan öğrenin çok işinize yarar. CV’de bulunsun.

İngilizce öğrenin diyeceğim ama kendi kendine öğrenmek zor biliyorum. Onun için eğer birşeye para verecekseniz direksiyon kursundan önce ingilizce kursuna gidin.

Derneklere üye olun ve bol bol yeni insanlarla tanışın. Yeni insanları çıkarlarınız için değil, onlardan birşeyler öğrenmek için tanıyın. Çıkarı için sizinle konuşan birini hemen anlarsınız ve ondan uzaklaşırsınız ama hayatının baharında yeni şeyler öğrenmeye çalışan birini görürseniz ya kazıklarsınız ya da yardım edersiniz. İkisi de bir yerde eğitim. Kaybedecek paranız yoksa çok dert etmeyin kazıklanmalar parası ödenmiş tecrübelerdir derdi Mete abi (benim ilk patron). Linux kullanıcıları derneği, JCI gibi dernekleri öneririm. Mümkünse gönüllü olun, sorumluluk alın.

Fark yaratmak istiyorsanız youtube kanalı açın. Beklentiniz olmadan, kimseden çekinmeden videolar çekin ve kendinizi dinleyin. Nasıl konuştuğunuzu görün ve biraz da olsa kendinizi tanıyın. Kolay birşey değil ama yapabilirseniz çok faydasını göreceksiniz.

Acele etmeyin ve zevkini çıkarta çıkarta ilerleyin. Hızlı koşup bir yerlerde yığılıp kalmayın, bazen yavaş bazen hızlı ilerleyin ama yarışta kalın. Meraklı olun, hevesli olun, korkusuz olun. Bir şiirle bitireyim:

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin


Yayımlandı

kategorisi

yazarı:

Etiketler:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir